Hormon dengesizliği, oldukça geniş bir kavramdır. Hormon dengesizliği veya bozukluğu sadece kadınları kapsamaz; erkeklerde ve çocuklarda da görülebilir. Hormon dengesizliği, tek bir hormonda olabileceği gibi tüm hormonları da kapsayabilir. Vücudun içinde bulunduğu çeşitli durumlar hormon dengesizliğine sebebiyet verebilir. Erkeklerde bazı hormonsal bozukluklar olabilir, ancak kadınlar açısından düşünüldüğünde özellikle vücutta tüylenme, kısırlık, adet dönemindeki düzensizlikler ilk akla gelen belirtiler olabilmektedir. Örneğin, yaşam şekli, kullanılan ilaçlar, görülen tedaviler, hamilelik dönemi veya menopoz gibi süreçlerde hormonlarda ciddi anlamda bir dengesizlik görülebilir.

Ülkemizde hormon dengesizliğinin en çok görüldüğü durum, genç yaşta kıllanma veya tüylenme olarak bilinir; ancak bu doğru bir düşünce değildir. Kıllanma veya tüylenmenin sebebi sadece hormonsal bir dengesizlikten kaynaklanmaz; kişinin ten yapısıyla da alakalı olabilir veya ciddi başka rahatsızlıkların belirtisi de olabilir. Bu nedenle, halk arasında yayılmış her hastalığı hormon dengesizliğine bağlamamak gerekir. İçinde bulunduğunuz durumun başka önemli sebepleri olabilir; bu yüzden gecikmeden doktora gitmeniz gerekmektedir. Genellikle kadınlarda az sayıda hastalığın sebebi hormonların dengesizliğinden kaynaklanmaktadır. Kadınlarda adet dönemindeki sıkıntılar veya gebelikte yaşanan sıkıntılar çoğu zaman hormonal değildir.

Günümüzde hormon dengesizlikleriyle oldukça sık karşılaşılmaktadır. Genç yaşta görülen hormonsal bozukluklar olduğu gibi yaş ilerledikçe de hormon düzensizlikleri ortaya çıkabilmektedir. Adet düzensizliği, menopoz, tiroit ile ilgili sıkıntılar ve ayrıca diyabet gibi sorunlar da hormonsal dengesizliklere yol açabilir.

Doğum kontrol hapları kullanmak, vücudun kimyasal yapısını bozabilir ve hormonsal sıkıntılara sebebiyet verebilir. Hamilelikte de genellikle, hamileliğin ilk aylarından başlayarak doğuma kadar olan sürede ve hatta doğum sonrasında bile vücutta oluşan hormon dengesizliği kendini gösterebilir. Bunun yanı sıra, bazı insanların güçlü bünyeleri varken, zayıf bünyeye sahip kişilerin hormonsal dengesizliğe daha yatkın olduğu ortaya çıkmıştır.

Uyku düzensizlikleri, hareketsizlik, yanlış diyet uygulamaları ve yaşanan stresler de hormonsal dengesizliğe sebebiyet verebilir.

Kadınlarda hormon dengesizliği genellikle düzensiz ve aşırı kanamalar şeklinde görülür. Adet öncesinde yaşanan ruh halindeki sıkıntılar da hormonsal dengesizlikten kaynaklanabilir. Bunun dışında hormonal bozukluğu olan kişilerde; uykusuzluk, iştah kaybı, kilo artışı, cinsel isteksizlik, hararetlenme, gece terlemeleri, huzursuzluk ve konsantre olamama gibi durumlar görülür.

Hormon dengesizliğinin durumuna göre, kişi hormondaki bu düzensizliği kendi yöntemleriyle giderebiliyorsa ilaç kullanmasına gerek görülmez. Adet dönemi ve menopoz dönemi gibi süreçler geçici sorunlardır ve bu süreçler geçtikten sonra rahatlama sağlanabilir.

Hormon dengesizliğinden dolayı doktora başvurulduğunda, doktor hormonal bozukluğu azaltmak için ilaçla beraber yaşam şeklinde değişiklikler önerebilir. Bu değişiklikler; düzenli uyku, doğru diyet ve düzenli egzersiz yapma gibi etkenler vücudun kimyasal yapısını düzeltir ve ruhsal yapısını da toparlar.

Hormonal dengesizlikte genellikle sentetik hormonlar içeren ilaçlar önerilir. Yaygın olarak sentetik progesteron ve östrojen hormonları hormonal dengesizliklerde reçete edilmektedir.